NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
45 - (2190) حدثنا
يحيى بن حبيب
الحارثي.
حدثنا خالد بن
الحارث. حدثنا
شعبة عن هشام
بن زيد، عن
أنس؛
أن
امرأة يهودية
أتت رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بشاة
مسمومة. فأكل
منها. فجيء
بها إلى رسول
الله ص.
فسألها عن
ذلك؟ فقالت:
أردت لأقتلك. قال"
ما كان الله
ليسلطك على
ذاك" قال أو
قال "علي" قال
قالوا: ألا
نقتلها؟ قال
"لا" قال: فما
زلت أعرفها في
لهوات رسول
الله
صلى الله
عليه وسلم.
[ش
(لهوات) جمع
لهاة، هي
اللحمة
الحمراء
المعلقة في
أصل الحنك.
قاله الأصمعي.
وقيل: اللحمات
اللواتي في
سقف أقصى
الفم. وقوله:
فما زلت أعرفها،
أي العلامة.
كأنه بقي للسم
علامة وأثر،
من سواد أو
غيره].
{45}
Bize Yahya b. Habib
el-Hârisi rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Haris rivayet etti. (Dediki):
Bize Şu'be Hişâm b. Zeyd'den, o da Enes'den naklen rivayet etti ki:
(Enes b. Malik r.a. dediki:) Bir Yahudi kadını
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e zehirli bir koyun getirmiş, o da
ondan yemiş. Müteakiben kadını Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
getirdiler. O da kadına bunun sebebini sormuş. Kadın :
— Seni öldürmek istedim, cevâbını vermiş.
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Allah seni bunun
üzerine musallat kılacak değildir.» buyurmuş. Râvi demiş ki: Yahut:
«Benim üzerime musallat
kılacak değildir.» dedi. Ashâb:
— Bu kadını öldürmeyelim mi? demişler: «Hayır»
buyurmuş.
Enes demiş ki: Artık ben
bu alâmeti Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in diş etlerinde gördüm
durdum.
45-م - (2190) وحدثنا
هارون بن
عبدالله.
حدثنا روح بن
عبادة. حدثنا
شعبة. سمعت
هشام بن زيد.
سمعت أنس بن مالك
يحدث؛ أن
يهودية جعلت
سما في لحم. ثم
أتت به رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
بنحو حديث خالد.
{…}
Bize Harun b. Abdillah
da rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Ben Hişâm b. Zeyd'den
dinledim. (Dediki): Ben Enes b. Mâlik'i rivayet ederken dinledim ki:
Bir yahudi karısı etin
içine zehir koynuış. Sonra onu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
getirmiş...
Râvi Hâlid'in hadîsi
gibi rivayette bulunmuştur.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî «Hibe»
bahsinde; Ebû Dâvud «Diyât»'da muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.
Lehevât: Lehâtın
cem'idir. Lehât küçük dil, demektir. Bâzılarına göre insan gülümsediği vakit
görünen diş etleridir.
Hadîsin muhtelif
rivayetleri vardır. Bir rivayette ResûIullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Bana bu kol zehirli
olduğunu haber veriyor.» buyurmuştur. Eti getiren kadının ismi Zeynep binti
Haris'dir. Bu kadının âkibetini bildiren rivayetler muhteliftir. Bazıları
müslüman olduğunu söylemiş, bir takımları bu hâdiseden sonra öldürüldüğünü
iddia etmişlerdir. Buradaki rivayette Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onu
öldürmediği anlaşılıyor. Hz.Ebû Hureyre ile Câbir (Radiyallahu anh)'dan da buna
muvafık rivayetler nakledilmiştir. Fakat Câbir'den gelen bir rivayette:
«Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu öldürdü.» denilmiştir. İbni Abbâs
(Radiyallahu anh)'dan rivayet edilen bir hadîste: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) bu kadını Bişr b. Bera' b. Magrur'un velîlerine verdi. Bişr bu koyundan
yemiş de ölmüştü. Onlar da kadını öldürdüler.» denilmektedir. İbni Suhnûn:
«Hadîs ulemâsı Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu kadını
öldürdüğüne ittifak etmişlerdir.» demiştir. Kaadî İyad bu rivayet ve
söylentilerin arasını şöyle bulmuştur: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
kadının eti zehirlediğini öğrendiği anda onu öldürmemiş, fakat aynı etten yiyen
Bişr b. Berâ' ölünce kadını onun velîlerine teslim etmiş. Onlar da kendisini
kısâsen öldürmüşlerdir. Binâenaleyh onu öldürmedi, demek doğrudur. Yâni derhal
öldürmedi, demektir, öldürdü demeleri de doğrudur. Yâni sonradan öldürdü,
demektir.
Hz. Enes'in görmekte
devam ettiği alâmet herhalde zehirin bıraktığı siyahlık veya yeşillik gibi eser
olacaktır. Zehirin tesirinden bazan hasta oluyordu, demek istemiştir.
Hadîs-i şerîf Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mucizelerinden biridir.
BU ZEHRİN NEBİ
S.A.V.’İN VEFATINA SEBEP OLDUĞUNA DAİR HADİSLER: